ORANİENPLATZ’DAKİ TOPLANTI YERİMİZ ATEŞE VERİLDİ
Dün gece saat 12:30 saatlerinde, direniş yerimiz olan Oranienplatz’daki 28 kapılı, tahtadan yapılmış toplantı evimiz ateşe verildi. Kimlerin bu saldırıyı gerçekleştirdiğini bilmiyoruz. Polsler, bir kişiyi gözaltına alıp tekrar serbest bıraktılar.
Bu saldırı, direniş yerlerimize yapılan ilk saldırı değil. Üç yıldır sokakta aktif olan hareketimiz şimdiye kadar sayısız saldırıya maruz kaldı. Bu saldırıları yapanların hiçbirisi bulunmadı, polis bu konuda ciddi hiçbir araştırmada bulunmadı. Polis teşkilatı sadece bizim direnişimize karşı önlemler alıyor.
Oranienplatz’da polis saldırısı sonrasında sökülen çadırlardan sonra, sanatçıların bize hediye ettiği 28 kapılı yapıyı kurmuştuk. Daha önce bu yapının kapıları sayısız defa saldırıya maruz kalarak kırıldı. Her kapı kırıldığında biz yeniden tamir ettik. Uzun çalışmalar sonucunda tamamlanan yapı, henüz tüm tamir işlemleri yeni tamamlanmışken ve biz bahar aylarının gelmesiyle birlikte yeniden Oranienplatz’ı aktif hale getirmenin hazırlaklarını yaparken, bu sefer 28 kapılı yapı tamamen ateşe verildi. Şu anda bir iskelet görünümünde.
Son zamanlarda devlet tarafından, devrimci mülteci harketine karşı sürekli fiziki ve diğer yöntemlerle saldırılar gerçekleştiriliyor.
Orlauer İşgal Okulu Kuşatıldı
Hareketimize karşı yapılan saldırılar sadece Oranienplatz’la sınırlı değil. Bütün yöntemler kullanılarak hareketimiz bitirilmek isteniyor. Ohlauer işgal okulumuzla ilgili olarak çatı işgalinden sonra, belediye bizimle yaptığı anlaşmayı yok sayarak yeni bir saldırı girişimi başlamıştı. Önce ziyaret yasağı konuldu. Daha sonra belediye tarafından hepimize 11 sayfalık mektup gönderilerek, okulu boşaltmamız yönünde ultimatom verildi.
Ohlauer işgal okulumuzun boşaltılma girişimine karşı ilk önce üç arkadaş itiraz davası açmıştı ve mahkeme bu itirazı haklı bularak okulun şu anda boşaltılamayacağına karar vermişti. Belediyeden gelen ultimatom üzerine 22 kişi daha dava açtı. Bu sefer belediye okulun giriş kapısına polis dikti. Mahkemeye itirazda bulunmayanların okula girmesini yasakladılar. Şimdi mahkeme kararı bekleniyor.
Bilindiği üzere Fransa’daki karikatür dergisine karşı yapılan katliam saldırısndan sonra Avrupa ülkelerinin genelinde yeni kontrol yasaları çıkartıldı. Almanya’da da Frankfurt’ta yapılan eylemlerden sonra yeni bir polis timi kurulması kararı alındı. Bu tim antiterör timi olacak. Daha sıkı kontrol yapılması hedefleniyor. Alman devleti bu iş için yüklü bir bütçe ayırdı.
Diğer yandan, bu yılın başlarında Almanya’da yürürlüğe giren yeni mülteci yasasında, hızlı sınırdışı etme kararı var. Hakkında sınırdışı kararı olan bir kişi hemen tutuklanacak ve sınırdışı hapishanelere konulacak, buralarda bürokratik işlemleri tamamlandıktan sonra sınırdışı edilecek.
Eylemlerimiz Diğer Toplumsal Hareketlerle Birleşiyor
Mülteci grevimiiz başından beri, diğer toplumsal hareketlerle birlikte mücadeleyi sürdürme perspektifiyle hareket ediyor. Bu perspektifle kurduğumuz ilişkileri eyleme döküyoruz. En son Almanya’da bulunan birçok sanat kurumuyla birlikte “benim hakkım senin hakkındır” başlıklı bir kampanya yürüttük. Uzun süren çalışmalardan sonra büyük bir yürüyüş örgütledik. Hareketimizin meşrulaşmasında ve toplumsal bağlarının genişlemesinde bu kampanya önemli bir rol oynadı.
Uzun süredir birlikte eylemler örgütlediğimiz öğrenci grevi hareketiyle beraber yeni bir öğrenci grevi eylemi yapmaya hazırlanıyoruz.
Diğer yandan Berlin’den yola çıkarak, Almanya çapında yeni bir bus tur daha düzenliyoruz. 3 Nisan’da başlayacak olan bu eylemle, Almanya çapında bir dolaşım yapacağız, bildilerimiz ve diğer etkinliklerimizle, mülteci kampı ziyaretlermnizle yeniden mültecileri sokağa dökülmeye davet edeceğiz.
Oranienplatz’ın polis saldırısı ile boşaltılmasının yıldönümü olan 18 Nisan’da burda büyük bir konser gerçekleştireceğiz. Birçok sanatçı bu etkinlie dayanışma amacıyla katılma kararı aldı.
Tüm bu tablodan, neden hareketimize karşı saldırılar sürekli hale geldi sorusunun cevabı kolaylıkla bulunabilir. Bizim, ezilen kesimleri dinamize etmemizin önüne geçilmeye çalışılıyor. Marjinalize edilmeye çalışılan hareketimiz, diğer toplumsal kesimlerle bağlar kurarak eylem ve etkinliklerini genişletiyor. Bu nedenle de sürekli tehdit ve saldırı altındadır. Hapisteki 3 arkadaşımız hala bırakılmadı. Hakkımızda hukiki yöntemlerle baskılar yapılıyor. Kimimiz terörist ilan ediliyoruz, kimimiz kriminal ilan ediliyoruz. Bu şekilde politik faaliyet yürütmemizin önüne geçilmek isteniyor.
Kriz, savaş ve saldırılar devam ettikçe mülteci akını durmayacaktır. Baskı ve kontrol yasaları bizim eylemlerimizi durduramaz. Baskı ve zulüm varsa buna karşı direniş de her zaman vardı ve var olmaya devam edecektir.
Yaşasın İnsanlaşma Ve Ortaklaşma Mücadelemiz
31.03.2014
Turgay ulu
Berlin