MÜLTECİLER İÇİN ÖĞRENCİ GREVİ-REFUGEE SCHULSTREİK

MÜLTECİLER İÇİN ÖĞRENCİ GREVİ-REFUGEE SCHULTREİK
Bugün Berlin’de, mülteci hakları için ikinci öğrenci grevi gerçekleştirildi. Bu yılki öğrenci grevine yaklaşık olarak beşbin kişi katıldı. Katılımcıların büyük çoğunluğu lise öğrencilerinden oluşuyordu. Geçen yıl Berlin’deki öğrenci grevine üçbin kişi katılmıştı, bu yıl bu sayı farkedilir derecede arttı.
Örenciler bugün derslere girmeyerek okulu boykot ettiler ve sokaklara döküldüler. Rengarenk pankartlar ve cıvıl cıvıl bir havada geçti öğrenci eylemi. “Arkadaşlarım burada kalıyor”, “hiçbir insan illegal değildir”, “biz buradayız, hareket özgürlüğü için dövüşüyor ve yükseliyoruz”.. gibi sloganlar atıldı.
Devrimci mülteci direnişimiz, Würzburg’tan Berlin’e gerçekleştirdiği uzun yürüyüş sonrasında diğer toplumsal hareketlerle bağ kurdu ve bu hareketlerden biri de öğrenci hareketiydi. Bizim gerçekleştirdiğimiz birçok eylemde öğrenciler aktif olarak yer aldılar.
Bugünkü yürüyüşte ilk defa eyleme giden öğrenciler vardı. Mülteci hareketi yarattığı politik atmosferle toplumun genç kesimlerini dinamize etti. Uzun süre Berlin ve diğer şehirlerde kurmuş olduğumuz direniş çadırları ve ya diğer işgal yerlerinde, genç öğrenciler mültecilerle direk temas etme imkanı buldular. Sorunun ne olduğunu daha iyi anladılar. Liselerde ve üniversitelerde gerçekleştirdiğimiz tartışma programlarında öğrenciler mülteci sorununu, sorunu yaşayan ve soruna karşı sokakta mücadele eden biz mültecilerin ağzından duydular.
Öğrenci grevinde, Libya’dan İtalya’ya geçmek isteyen mülteci gemisinin batmasıyla gerçekleşen kitlesel ölümler, Almanya’da çıkartılan hızlı sınırdışı etme yasası protestoların ana başlıklarını oluşturdu.
Berlin’in en kalabalık caddelerinden gerçekleştirdiğimiz yürüyüşün bitiminde, Avrupa Birliği parlementosunun önünde, İtalya açıklarında gerçekleşen kitlesel mülteci ölümlerini protesto ettik. Caddeye oturarak trafiye kapattık.
Bir hafta içide binlerce mültecinin İtalya açıklarında boğularak can vermesi Avrupa basınında, uçak kazası kadar yer tutmadı. Yer aldıysa bile, kaçan mültecilri suçlayan haber ve yorumlar yer aldı. Mültecilerin Avrupa sınırlarına girişinin nasıl engelleneceği üzerine Avrupa Birliğini oluşturan devletler tartışmalar yürütüyorlar.
Mültecilerin Avrupa sınırlarına girişini engellemekle görevli olan Frontex örgütüne daha fazla bütçeden para verilmesi kararlaştırıldı. Frontex dedikleri askeri örgüt insanlarının canını kurtaran değl, ta tersine insanların canına kasteden bir örgüttür. İnsanların Avrupa sınırlarında kitlesel olarak ölmelerinin nedenleri Avrupa kapitalist devletlerinin uyguladıkları politikalardır.
Savaş ve sömürü yöntemiyle insanlara bulundukları yerlerde yaşamı zindan eden kapitalist sistem, Avrupa sınırlarında insanların ölümüne sebebiyet vererek sorunu azaltmaya çalışıyor. Avrupa devletleri bu insanları artık nüfus olarak görüyor, bu nedenle ölmeleri aslında onların işine yarıyor. İnsanlar Avrupa sınırlarına girmek için yolda ölüyorlar, zaten Avrupa devletleri insanların Avrupa sınırına girmesini önlemek için yatırımlar yapıyorlar.
Savaş ve sömürü nedeniyle insanların kitlesel olarak Avrupaya göç etmeleri avrupa devletlerini endişelendiriyor. Yaşamın dışına itilmiş bu insanlar günün birinde kendilerini bu hale getiren kapitalist sisteme öfkelerini kusabilirler. İşte kapitalist Avrupa devletleri bu öfkenin dehşetilden korkuyorlar. Bu kordularını yenmek, kendilerini güven altında hissetmek için kontrol sistemlerini yükseltiyorlar. Sınırlarını yükseltiyorlar.
Savaş, silah ticareti ve sömürü kapitalismin vazgeçemeyeceği şeylerdir. Bu politikaların da mülteci ve göçmen meselesini gündemden düşürmeyeceğini de çok iyi biliyorlar. Savaştan ve sömürüden arta kalan nüfusun yaşamın dışında kalmaları gerekir. Ya da ölmeleri gerekir. Avrupa sınırlarını aşmaya çalışan insanların ölmelerinin nedeni tam da budur. Bu ölümlere doğal ölümler diyemeyiz. Bu ölümler politik ölümlerdir. Irkçı ve sömürgeci politikaların yarattığı katliamlardır bunlar.
Almanya’da hayatın dışına kurulmuş mülteci kamplarındaki insanları isyan etmeye davet eden otobüs turumuz tüm hızıyla devam ediyor. Hareket (Movement) adlı dergimizi de bastık, bu dergileri de otobüs turu sırasında dağıtacağız. Böylece kenara itilmiş bir şekilde yaşatılan mülteciler, sokaklarda mücadele edilerek nasıl izolasyon sisteminin kırılabileceğini öğrenme şansı bulacaklar.
Yaşasın İnsanlaşma Ve Ortaklaşma Mücadelemiz
24.04.2015
Turgay ulu
Berlin