MEHRİNGHOF KONFERANSLARI / ALİ BADRA SERBEST BIRAKILDI / ORANİENPLATZDA 28 KAPILI YAPI

MEHRİNGHOF KONFERANSLARI

Mehringhof’ta 3 gün süren konferanslar grçekleştirdik. Bu konferansların amacı, değişik bölgelerde mücadele yürüten mülteci direniş hareketlerinin ve diğer antikapitalist hareketlerinin birbirleriyle tanışmaları, birbirlerine mücadele deneyimlerini aktarmalarıydı.

Konferansın ilk günü gruplar kendilerini tanıttılar ve bugüne kadar gerçekleştirdikleri mücadele deneyimlerini diğer grupların bilgisine sundular.

İkinci gün, gelecekteki günlerde hangi stratajileri izleyeceğimize dair tartışmalar gerçekleştirdik. Üçüncü günde ise pratik aşamaya geçtik. Belirediğimiz gündemlerle ilgili çalışma komiteleri kurduk. Bu komiteler belirli tarihlerde toplanıp nelerin yapılması gerektiğini planlayacaklar.

Konferansın ilk günü katılım oldukça yüksekti. Tüm salon dolmuştu. Konferansa katılımda mülteci oranı biraz düşüktü. Mülteciler saldırılardan sonra değişik adreslere dağıldılar, toparlanmaları kolay olmuyor. Diğer yandan adresi bulmak bir mülteci için zor oluyor. Her mülteci direnişi grubunu temsil eden insan vardı konferansta.

Konferansda, bisiklet turu, sınırdışılara karşı kamp kurmak, 23. Maddeden oturum alma talabi ile ilgili yapacağımız kampanyanın içeriği gibi bir çok konuyu tartışmaya açtık.

Senatonun direnişimizi bitirmek için izlediği taktiklerin maskesi düştü. Senatoya verilen listedeki tüm mültecilere, mahkemelerce negatif cevap verildi. Böylece, ne mültecilerin Berlin’e sevki kabul edrildi, ne de mültecilere Berlin’de oturum hakkı kabul edildi. Biz zaten senato görüşmesini, bu önerilerinin bir tasfiye projesi olduğunu söyleyip toplantıyı terketmiştik. Yaşanan süreç bizim tezlerimizi doğruladı.

Şimdi 23.maddenen tüm direnişçi mültecilere politik oturum hakkı verilmesi talebiyle bir kampanya başlattık. Bu madde, politik gruplara uygulanana bir madde. Alman devleti şu anda 23.maddeyi sadece Suriye’den gelen mültecilere veriyor. Bu maddeyle ilgili karar hakkı içişleri bakanlığının elindedir. Mahkemelerle ilgili bir durum yok.

Konferansa birçok sanatçı grubu da katıldılar ve mültecilerin paratik sorunlarının çözülmesi için çeşitli projeler sundular. Ev boşaltmalara karşı mücadele veren gruplar da konferansa katıldılar. Gündemde olan Şengal katliamları ile ilgili Ezidi insiyatifinin Almanca olarak bastığı bildiriler de konferans salonunda dağıtıldı.

Konferansa Almanya Komünist Partisindan bir kişi katıldı. Türkiyeli örgütlerden katılım olmadı. Kürt özgürlük hareketinden bireysel düzeyde katılımlar oldu. Konferans sonrasında Özgür Politika gazetesinin Berlin muhabiri bizimle bir röportaj gerçekleştirdi.

 

ALİ BADRA SERBEST BIRAKILDI

Uğradığı mülteci kampından polis saldırısıyla gözaltına alınıp sınırdışı hapishanesine konulan Ali arkadaşımız iki haftalık tutukluluğun ardından serbest bırakıldı. Tutuklamaya karşı etkili bir kampanya gerçekleştirdik. Ziyaretler gerçekleştirdik. Sonunda mahkeme ilginç bir karar verdi. Mahkeme tutuklu şahısın Berlin senatosuyla bir prosürü olduğunu söyledi ve bu konuyla ilgili Berlin’in bir şeyler yapması gerektiğini söyledi ve arkadaşımızı serbest bıraktı. Şimdiye kadar gerçekleştirdiğimiz görüşmeler olduğu için bazı kağıtlar imzalandığı için, kamuoyuna çeşitli açıklamalar yapıldığı için insanlarımızı hemen sınırdışı edemiyorlar.

Ali Badra, Berlin’deki direniş mevzilerine geri döndü.

 

ORANİENPLATZDA 28 KAPILI YAPI

Oranienplatz’da kazınmış olduğumuz toplantı çadırımız ırkçı bir saldırıyla ateşe verildikten sonra, uzun bir süre çadır bulamadık. Daha sonra antifaşits gareketler Tempelhofefeld’de birkaç haftalık etkinlikler gerçekleştirdiler, bu etkinliklerin gerçekleştirildiği pavilyon tipi  çadırı bize verdiler.

28 kapısı olan bu çadır AB’ni simgeliyor. 28 üyeden oluşan AB’nin bu kapıları emekçilere, mülteci ve göçmenlere kapıladı durumdadır.

28 kapılı çadırın sökülmesi bir hafta sürdü. Şu anda Oranienplatz’a kuruyoruz. Büyük olasılıkla bugün kurma işlemi tamamlanacak. Yan tarafları ve kapıları tahtadoan oluşan bu yapının binlerce vidası var. Bu vidaları söküp takmak oldukça uzun zaman alıyor. Ancak kolektif bir çalışmayla yapı yüseldi.

Konferanslarda da dile getirdiğimiz üzere, mülteci ve göçmen sorunundaki en önemli nokta savaşlardır. Bu nedenle Avrupa’da olmayan savaş karşıtı mücadelenin baş sıraya oturtulması gerekir. Şengal’da gerçekleşen katliamlarla ilgili ve Gazza savaşıyla ilgili olarak yapılan tüm eylemlerde yerimizi aldık.

Suriye’deki savaş ve çatışmalardan kaynaklı olarak Türkiye’deki Suriyeli sayısı milyonları buldu. Türkiye’nin Antep gibi bazı illerinde ırkçı saldırılar oluyor. Şimdi Türkiye devleti de tıpkı Almanya’da olduğu gibi mülteci kampları yapmaya başlıyor.

Ortadoğuyu kan gölüne çeviren işid örgütüne Avrupa’dan katılımlar var. Berlin’de gerçekleşetirdiğimiz Şengal katliamını protesto eyleminde de birkaç işidçi provakasyon yaratmak istedi.

Amerika’da gerçekleşen infazdan sonra on gündür sokaklarda direniş var. Artık batıdaki mülteci ve göçmen kitlesi barut fıçısı gibidir. Dokunduğun zaman patlamaya başlıyor. Şimdi kapitalist devletler bu soruna kafa yoruyorlar.

Yaşasın İnsanlaşma Ve Ortaklaşma Mücadelemiz

 

21.8.2014

Turgay ulu

Berlin