ALİ BADRA YOLDAŞ TUTUKLANDI

Mülteci direniş hareketimizin aktif çalışanlarından olan Ali Badra yoldaş, bir hafta önce kayıtlı bulunduğu Magdeburg mülteci kampına girerken tutuklandı. Ellerinde kelepçe olan polisler, Ali Badra’nın üzerine saldırarak gözaltına almak istediler. Ali Badra, polis saldırısına karşı direndi ve bu tutuklamanın hukuk dışı olduğunu söyledi. Polisler Ali Badra’nın üstüne çullanarak zorla kelepçeleyip gözaltına aldılar.

Ali Badra arkadaşımız şu anda Grunauer caddesindeki sınırdışı hapishanesinde tutuluyor. Üzerinde pasaportu olan arkadaşlar onu ziyarete gittiler ve Ali Badra içeriden çeşitli mesajlar iletti. Ali Badra polis saldırısından korkmuyor. Daha çok ziyaretçi gelmesini ve bu tür tutuklamalara karşı uyanık olunmasını, anında karşı eylemlerin örgütlenmesi gerektiğini söylüyor.

Ali Badra’yı sınırdışı etmek istiyorlar. Ali Badra daha önce Fransa’daydı. Ancak Fransız devletinin onun geldiği Afrika ülkesini sömürgeleştirmesinden kaynaklı olarak Fransa’da yaşamak istemiyor. Bunun bir politik tercih olduğunu söylüyor. Ali Badra’nın kayıtlı olduğu mülteci kampındaki yetkili insanlar, geldiği ülkesine geri gitmesini gerektiğini söylüyorlarmış. Ali’nin Almanya’ya gece kulüplerine gitmek için geldiğini söylüyerek psikolojik baskı uyguluyorlarmış.

Ali Badra’nın tutuklanıp hapishaneye konulması tesadüfi bir olay değildir. Aynı tarihlerde senatonun duldunk önerdiği insanların iltica başvurusuna negatif cevap içeren mektuplar geldi. Senato, direniş alanımız olan Oranienplatz’ı yıkmak için insanlara duldunk (geçici tölerans) vermeyi önermişti ve bir grup mülteci bu teklifi kabul etmişlerdi. Biz ise bu önerinin bir sınırdışı stratejisi olduğunu söyleyip reddetmiştik. Gelinen aşamada, bizim söylediklerimiz bir bir doğrulandı ve listede yer alan tüm insanlara negatif cevap içeren mektuplar geldi.

Senato, kilise ve Yeşil Parti’nin söylediklerinin hiçbirisi gerçek çıkmadı. Mahkemeler hiçbir pozitif karar vermediler. Direnişi kırmak için geçici bir tölerans taktiği uygulanarak bir grup insan kandırıldı, şimdi yavaş yavaş insanlar hakkında sınırdışı kararları geliyor  ve arkadaşlarımız tutuklanıyorlar.

Ali Badra arkadaşımızın derhal serbest bırakılmasını istiyoruz. Avukatlarımız bu konuda gerekl igirişimi başlattılar. Ali’nin ziyaretine gidiliyor, onun ihtiyaç duyduğu kitap, müzik gibi şeyler temin ediliyor.

Bir yandan senato ve onun hizmetinde olan kurumların yalanlarına karşı mücadele ederken, sınırdışı planlarını durdurmaya uğraşırken, bir yandan da direniş yerlerimizi sağlamlaştırmaya çalışıyoruz.

Oranienplatz’daki toplantı çadırımız ırkçı bir saldırı sonucunda yakılmıştı. Yeni bir çadır bulamadık, şimdi büyük bir çadırı bizim oranienplatz’a vermek istiyorlar. İçinde odaları olan pavilion tipi bu büyük çadırın güvenliğini koruyup koruyamacağımız bize soruldu. Ancak bu konuda bir garantinin olmadığını söyledik kendilerne çünkü daha önce bir çok kere direniş alanlarımıza saldırılar oldu.

İşgal okulunu tamamen temizledik. Önce okulunun içini temizledik daha sonra da belediyenin almadığı dış çephedeki malzemeleri temizledik. İşgal okulunun sağ tarafı demir kapılarla kapatıldı. İşgal sırasında yapılan anlaşmaya göre, okulunun sol tarafı bizde olacak, sağ tarafı da projeler için kullanılacak.

İçinde bulunduğumuz haftalarda Gazza ve Rojava’ya yapılan saldırılara karşı eylemlerde yer aldık. En son İsrail vatandaşlarıyla birlikte Gazza katliamına karşı bir eylem gerçekleştirdik. Alman sol kesiminden bu eyleme katılım oldukça düşüktü. İsrail ve Filistin meselesinde Almanya’da durumlar biraz karışık. Kendilerine anti Alman diyenler var. Bunlar her türlü ulusçuluğa karşı olduklarını söylüyorlar, devlete ve silahlanmaya karşı olduklarını söylüyorlar ancak gel görki İsrail’i destekliyorlar. İsraillilerin tarihte Almanlar tarafından haksızlığa uğratıldığı için şimdi bu rejimin yaptığı katliamlara karşı çıkmıyorlar. Savaşa ve Gazza katliamına karşı çıkan herkese de anti semitist diyorlar.

Mülteci grevi pankartıyla bu eylemlerde yerimizi alıyoruz. Kapitalist emperyalist savaşlara karşıyız. Filistin’de devrimci gruplar da var, biz filistin ezilen halkının işgal karşıtı mücadelesini elbette destekliyoruz. Diğer yandan, Filistin’de sadece Hamas yoktur. FHKC ve diğer başka sol grupular da işgale karşı mücadele yürütüyorlar. Emperyalist kapitalist haksız savaşlara karşı anti kapitalist ve devrimci hareketleri biz destekleriz her zaman. Bir zaman soykırıma uğramış bir ulus şimdi bir miltarist devlet olarak başka halkları katlediyorsa buna tabiki karşı çıkmak durumundayız. Hem kendisine devlet karşıtı deyip hem de en militarist bir devletin yaptığı katiamlara karşı çıkmamanın hiçbir geçerli nedeni olamaz.

Savaş bölgelerinde çelişkide olan kapitalis emperyalist sistemlerdir. Şu anda karşı çıktıkları radikal islamci grupları emperyalis odaklar besleyip büyüttüler. Diktatör diyerek devirmeye çalıştıkları insanları da onlar yetiştirdiler. Emperyalist kuvvetler Filistin’deki islamcı harekete karşı savaşırken, Rojava’ya karşı da radikal islamcı hareket olan IŞID’ı destekliyorlar.

Almanya’daki sol bileşenlerinin kafası savaş, militarizm, devlet, devrim gibi konularda oldukça karışık durumda.

Türkiye’deki cumhurbaşkanlığı seçimi atmosferinde yaşanan sol içi şiddeti kaygıyla izliyoruz. Devrimci hareketin tamamına zarar veren bu tür davranışlar geçmişte de çokca yaşandı. Artık bunlardan dersler çıkartılarak halk arasındaki çelişkilerin teorik, idelojik mücadele ile çözülmesi yönteminin uygulanmasını umut ediyoruz.

Geçtiğimiz hafta, Darmschtad’da bulunan ve daha çok Türkiyeli devrimcilerin ortak mekanı olan Halkevinde bir bir söyleşi etkinliği gerçeklşetirdik. İşgal okuluna yapılan saldırı ve saldırı karşıtı direnişimizden bazı bölümler gösterdik ve iki yıldır sokaklarda sürdürdüğümüz direniş hakkında bilgilendirmeler yaptık. Türkiyeli devrimcilerin bu mülteci direnişinde neden yeterince yer alamadıklarını sorguladık. Daha önce de bu dernekte benzer etkinlikler gerçekleştirmiştik. Dernekteki herkes değilse bile üyelerden bazıları direnişimize etkin bir biçimde katılıyorlar ya da ellerindeki imkanları direnişimiz için sunuyorlar.

Yaşasın insanlaşma Ve Ortaklaşma Mücadelemiz

2. 8. 2014

Turgay Ulu

Berlin