BUS TOUR 2015- TRİER

P1040599
Frankfurt’an Trier’e doğru yola çıkmadan önce, Frankfurt’taki bir mülteci kampına daha gittik.Daha önceki otobüs turu sırasında da bu kampı ziyaret etmiştik. Tek katlı bir konteynır kamp burası. Kampta hiçbir değişiklik olmamış. İçinde kalan insanların bile bir kısmı aynı insanlar. Kampa gitmeden önce içerden bir bağlantı kurduk. Kampta kalan bir mülteci arkadaşımızı ziyaret edeceğiz diyerek içeri girdik. Aksi taktirde bekçiler izin vermiyorlar. Kampın bekçisiyle biraz tartışmamız oldu. Bizim kampın fotoğrafını çekip basına vermek istediğimizi ama bu çabanın boşuna olduğunu söyledi.
Yedi yıldır bu mülteci kampında kalan bir mülteciyle konuştuk. İzolasyon özelliği taşıyan mülteci kamplarının kapatılması için mücadele ettiğimizi anlattık. “Ama bu kamp onyıllardır böyle duruyor” dedi. Doğru söylüyordu. Kampın içinde yaşayan mülteciler, insanlık dışı olan bu kamplara karşı mücadel etmezse tabi ki sistem devam eder gider.
Mutfakta yemek yapan bir hamile kadınla kanuşmaya çalıştık. Dergi ve bildirilerimizi verdik. Kadının gözlerinden yaşlar akmaya başladı. Belli ki dertleri birikmiş. Mutfak, tuvalet gibi yerler çok kötü durumdaydı. Banyodan pis bir koku geliyordu. İnsanlar, çocuklarıyla birlikte bu pis kampta yaşamak zorunda bırakılıyor.
Birkaç mülteci oturum almış olmasına rağmen hala bu kampta kalıyorlar. Oturum almış olsa bile bu pahalı şehirde iş ya da kiralık ev bulmak neredeyse imkansız. Frankfurt şehri pahalılığı ve zenginliği ile ünlü bir şehir. Göye yükselen lüks binaların yanıbasında, pis ortamlarda insani ihtiyaçlarını yeterli düzeyde karşılayamayan mülteci ve göçmenler yaşıyorlar.
Göthe üniversitesinde bildirilerimizi de bastıktan sonra Trier’e doğru yola koyulduk. Ancak bu sefer yolda uzun bir zaman geçirdik. Hem yanlış yöne gitti arabalarımız ve hem de yolda trafiye yakalandık. Ancak Trier’e geldiğimizde Multi Kültü merkezi dedikleri yerde mültecilerle buluştuk. Mülteciler, Almanca dil kursundan yeni çıkmışlardı ve hemen bizimle toplantıya katıldılar. Herkes önce kendisini tanıştırdı. Burada iki farklı mülteci kampından insanlar vardı. Mültecilerin bir kısmı Eritreli, bir kısmı da Suriye ve Kobaniliydiler.
Otobüs turunda dağıtmak için basmış olduğumuz dergide Kobani’den bize gelen dayanışma yazısı vardı. Kobanili mültecilere bu yazıdan söz ettik ve bizim Berlin’de Kobani ile dayanışmak için bir radyo istasyonu işgal ettiğimizi anlattık.
Mültecilerle yaptığımız bu toplantılarda insanlar politikleşiyorlar. Hayatında hiç toplantıda konuşmamış insanlar var ve ilk defa bizim toplantıda konuşma yapıyorlar. Önce çekingen davranan insanlar diğer insanları gördükçe cesaret alıyor ve konuşmaya başlıyorlar. Bir süre sonra eylem planlayan ve öneri sunan duruma geliyorlar.
Trier’e girdiğimizde Karl Marks’ın doğduğu evi zayaret etmek istedik ancak burası saat onyediye kadar açıkmış bu nedenle bu ziyaretimizi yapamadık. Yarın da 1 Mayıs eylemleri olacak ve bugün tatil günü olduğu için gene Marks’ın evine gidemeyeceğiz. Bu ziyareti daha sonraki aylara erteleyerek programımıza devam ediyoruz.
Yarın sabah iki mülteci kampını ziyaret edeceğiz. Bu nedenle iki gruba ayrıldık. Her bir grup bir mülteci kampına gidecek ve ordaki insanları 1 Mayıs yürüyüşüne davet edecek. Trier küçük bir yer olduğu için burada tüm gruplar bir arada 1 Mayıs etkinliği yapmak zorunda kalıyorlar.
Yaşasın İnsanlaşma Ve Ortaklaşma Mücadelemiz
30.04.2015
Turgay Ulu
Trier